Bir ücret karşılığında müvekkili için hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile
müvekkili arasında hukuki ilişki maddi hukuka tabi, özel hukuk ilişkisidir.
Hakim görüş avukat ve müvekkili açısından uygulamada da vekalet ilişkisi olarak geçer. Avukatların
mütaala hazırlanması veya sözleşme kaleme alınması istendiği noktada eser sözleşmesi
olduğu düşünülse de avukatlık sözleşmesi bir problemi bütün olarak konu edindiğinde uygun
olan sözleşme ilişkisi de bütün olarak değerlendirilmelidir. Bu sebeple avukatlık sözleşmesi
eser sözleşmesi olarak nitelendirilmemelidir.
Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Yazılı olmayan sözleşmeler genel
hükümlere göre ispatlanacaktır. Tavan ücretini aşan bir ücret kararlaştırılması halinde
sözleşme geçersiz olmayacaktır. Ücretin tavan miktarında alınabileceğini, sözleşmelerin
geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini, yokluk halleri hariç avukatlık sözleşmesinin bir
hükmünün geçersizliğinin, sözleşmenin tümünü etkilemeyeceğini düzenlemekle, avukatı
koruyucu hükümler getirilmiştir.
2001 yılındaki kanuni değişiklikten önce avukat-müvekkil arasındaki sözleşmenin
eser, vekalet ve hizmet hükümlerinin uygulama alanı bulabileceği sui generis sözleşme
olduğunu da söyleyemeyiz. Kanun koyucu avukatlık sözleşmesinin türünü tanımlamaktan
kaçınmış, kurucu unsurları belirtmiş; yeni tipin tamamıyla oluşması, uygulamada belirecek
sorunların çözümüne, teorik tahlillere ve içtihat hukukuna bırakmıştır. Kanun koyucu,
sözleşmeye isim vermiş, onu adeta ortalıkta bırakmış, sorunların çözümünü öğreti ve
uygulamaya devretmiştir.
Ali Haydar Özkent’e göre, yazılı ücret sözleşmesinin, avukatı müvekkilinin elinde
oyuncak olmaktan ve ücret ihtilaflarının kendilerine verdiği ıstıraptan kurtaracağını
belirtmiştir.
Netice ile avukatlık sözleşmesinin yasada konulmuş özel bir tür olduğu söylenebilecektir.
Avukatlık sözleşmesine öncelikle Avukatlık Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Hüküm yokluğu
halinde Borçlar Kanunu’nun vekalete ilişkin özel hükümleri uygun olan yerlere uygulanacaktır.
Daha sonra Borçlar Kanunu genel hükümler uygulanacaktır. Boşluk doldurma hususunda da
Avukat Meslek Kurallarından yararlanılacaktır.
Yargıtay 12. H.D., 18.02.2016 tarih ve 2015/22826 E. 2016/24418 K. Sayılı kararında
avukatlık sözleşmesi için; Avukat ile iş sahibi arasında vekâlet sözleşmesinden ayrı, kendisine
özgü bir sözleşme olarak kabul edildiğini, şekle bağlı olmayan sözleşmenin, müvekkilin
vereceği sözlü bir talimatla kurulabileceği gibi, vekilinin müvekkilinin lehine işe girmesi ve
müvekkilinin buna izin vermesi ya da ses çıkarmaması şeklinde de ihdas edilebileceğini
içtihat etmiştir.